Musa Tektaş


Ömer Şem’i Efendi ve Yağmur Duası Şiiri


Darende’nin Günpınar (Aşudu) Köyünde yaşayan aile fertlerinin verdikleri bilgilere göre Ömer Şem’i Efendi’nin soyu, 1024/1615’de Hindistan’dan gelen Hacı Mehmet Hindi Efendi’ye ulaşmaktadır.

Ömer Şem‘i Efendi 1815 yılında dünyaya gelmiştir. Aşudulu Mustafa Efendi’nin oğludur.  Yüksek eğitimini Tokat’ta tamamlamıştır. Ailesinin öteden beri ulema silsilesinden olduğu söylenmektedir. Hatipli sülalesine mensuptur . Hadis usulü derslerini Yemlihazâde es-Seyyid Mustafa Kâmil Efendi’den almıştır. Bu müderristen almış olduğu icazetnamede şu kayıtlar bulunmaktadır:

 

İcazetnâmenin Türkçesi şöyledir:

“Hamd Allah’a, salât ve selam Rasûlü’ne ve âline olsun. Bundan sonra, salih ve takva ehli kardeşim Hatipzâde diye meşhur olan Ömer Şem’i bin Mustafa el- Aşudî benden usul-i Hadis ilmi dalında icazet talebinde bulununca, ben de şu beyanda bulunmayı vazife addettim. Ömer Şem‘i Efendi, hadislerin mükemmel bir şekilde rivayet tariklerini benden ders almıştır. Ben de gönül rızasıyla mübarek icazetini kendisine takdim ettim. Bana da Kanadıkırıkzâde diye meşhur olan Maraşlı büyük âlim Ahmed Efendi icazet vermiştir ki, onun senedi Saçaklızâde diye bilinen yine Maraşlı Şeyh Muhammed’e ulaşmaktadır. Aynı zamanda bana bütün âlimlerin üstadı Hisarcıklızâde Kayserili Muhammed Salim icazet vermiştir ki onun senedi de büyük muhakkik Ebu Sa‘îd Muhammed el-Hadimî’ye ulaşmaktadır. İkisinin de senet silsilesi, Rasûlullah’a ulaşmakta ve onun vasıtasıyla Cibril-i Emîn ve Rabbülâlemîn’de nihayet bulmaktadır.

Ben Ömer Şem‘i Efendi’ye Allah’a karşı takvayı Rasûlü’ne itaati ve hayatı boyunca bana hayırlı dua etmesini tavsiye ediyorum.

20-30 Zilhicce 1277 (Miladi: 1861)

Ben Fakir es-Seyyid Mustafa Kâmil Yemlihazâde”.

 

Ömer Şem‘i Efendi, otuz sene kadar talebe okutmuştur. Aşudu’ya bir medrese yaptırmış ve bu medresede müderrislik yapmıştır. Kendi adı ile tanınmış olan Şem’iyye Medresesi daha sonra okul olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sadrazam Mehmet Paşa ile birlikte Aşudu (Günpınar) Köyü Büyük Camii’ni de tamir ettirmiştir. Bu bilgi camiin kitabelerinde de yer almaktadır. Aynı camiye vakıf gelirleri tahsis ettirmiştir. Hanımı Hatice Hanım da bu camiye şamdanlar vakfetmiştir.

Ömer Şem’i Efendi hakkındaki 1288/1871 tarihli bir tevcih beratından anlaşıldığına göre, bu tarihten önceki yıllardan başlayarak Aşudu Köyü Büyük Camii’nin imametine tayin edilmiştir.

Ömer Şem‘i Efendi, on beş sene kadar Sivas ve Darende’ de müftülük yapmıştır. 1287-1298/1870-1881 yıllarına ait Sivas vilayeti salnamelerine göre, Ömer Şem’i Efendi bu tarihlerde Darende müftülüğü yapmıştır. 

Ömer Şem‘i Efendi, medresesinde çok önemli ilim adamları yetiştirmiştir. Son devirde Darende’de yetişmiş âlimlerden biri olan oğlu Hacı Mustafa Esad Işık da bu medresede babası Ömer Şem‘i Efendi’den ders almıştır. Mustafa Esad Işık’ın burada okuduktan sonra 17 yaşında iken çevrede kendisini ispat etmesi üzerine, son zamanlarda Sivas Müftülüğü yapan Saçaklızâde Hacı Rauf Efendi’nin babası, Rauf Efendi’yi Şem’iye Medresesi’ne okumak üzere tahsile yollamış ve Rauf Efendi bu medreseden mezun olmuştur.

Şeyhzâde Müderris Halid-i Yekta, Rüşdiye’yi bitirdikten sonra Aşudu Köyünde Müftü Ömer Şem’i Efendi’den Arapça sarf, nahiv dersleri almıştır.

Ömer Şem’i Efendi, müftülük ve müderrislik ile meşgul olur iken bir taraftan da Kur’ân yazımı ve tercüme faaliyetlerinde bulunmuştur. Kendi el yazısı ile yazarak Rebiülahir 1295/Nisan 1878’de tamamlamış olduğu bir Kur’ân ailesinin elinde bulunduğu gibi, Şeyh Hamid-i Veli Kütüphanesi’nde “Kitab-ı Şerh-i Bahâristân-ı Hazret-i Molla Câmi, Tercüme-i Molla Şem’i” adlı bir kitabın bulunması, onun tercüme faaliyetlerine de devam ettiğini göstermektedir.

 Mezar taşı kitabesinde latince olarak “Müftü Ömer Şem’i Efendi Fâtiha D. 1815 - Ö. 1893” kayıtları bulunmaktadır. Kabri, Aşudu (Günpınar) Köyü mezarlığının yol üstünde kalan kuzey tarafında ve yol kenarına yakın bir yerdedir. Kendisine ait olan evi de bu mezarlığın güney doğusunda ve yine yol üstünde bulunmaktadır. Halen bu ev varislerinin elinde bulunmaktadır. Bu ev, kendisinden sonra oğlu Abdulkadir Efendi’ye kalmış, ondan sonra Tahir Efendi, onun oğlu Sıdkı Efendi, ondan sonra da onun çocuklarına kalmıştır. Halen bu ev, onun evlâdından Yurdakul Baykal ve kardeşlerine aittir. Evin batı tarafında bulunan yıkıntının ise onun medresesi olduğu söylenmektedir.

Ömer Şem’i Efendi’nin oğlu ve Aşudu Büyük Camii İmamı Abdulkadir Efendi ile Abdulkadir Efendi’nin oğulları İmam Sıdkı Işık (1890-1956) ve Mehmet Tahir Baykal (1895 -1983)’ın kabirleri de Ömer Şem’i Efendi’nin kabrinin yanındadır.

Hacı Ali Sözen’de bulunan mevkufat kitabının son sayfasındaki bir kayıtta “Mustafa Abdulkadir Efendi bin Müfti Ömer Şem’i Efendi 1289 Muharremi’nin 10. günü dünyaya gelmiştir.” kaydı bulunmaktadır. Bu kayda göre Ömer Şem’i Efendi’nin oğlu Mustafa Abdulkadir Efendi, 10 Muharrem 1289/20. 03. 1872 tarihinde doğmuştur.

Aynı kitabın baş tarafında, kapağın iç kısmında bulunan üç kayıttan ilk ikisinde Ömer Ömer Şem’i Efendi, kendi el yazısı ile iki kızının doğum tarihlerini vermiştir.

Bu kayıtlardan birincisinde, “Bin iki yüz yetmiş altı tarihinde Ramazan-ı Şerif’in gurresinde (24.03.1860) kerimem Fatıma bint-i Ömer Şem’i yevm-i Perşembe günü dünyaya gelmiştir.”

İkincisinde, “Diğeri Emiş dahi 1280 tarihinde Şevval’in yedinci salı günü (15.03.1865) dünyaya gelmiştir.”

Üçüncüsünde, “Dersa’adet’de Şehzâde Cami-i Şerîfi civarında Damad İbrahim Paşa Medresesi’nde Darendeli Hasan” kaydı mevcuttur. Yazılanlara bakılır ise bu kayıtları düşen bizzat Ömer Şem’i Efendi’nin kendisidir. Söz konusu olan kitap da ona aittir.

 Ailesinden alınan bilgilere göre Ömer Şem‘i Efendi’nin müftülük yaptığı yıllardan birinde bölgede önemli derecede bir kuraklık hüküm sürmekteydi. Kuraklık nedeniyle Günpınar (Aşudu ) Köyü ahalisi müftü ile birlikte yağmur duası yapmışlardı. Ömer Şem‘i Efendi, bu dua için yazmış olduğu metinde Allah’ın yardım ve rahmetini taleb etmektedir. Söz konusu yağmur duası, onun şiirdeki maharetini ve Allah’a samimane niyazını göstermektedir. 

 

YAĞMUR DUASI ŞİİRİ

 

Ya İlahe’l-âlemin Ey Vahidü Ferdü Ehad

Cümle halkın Razıkı Sensin ezelden ta ebed

Oldu mezru‘âtımız yağmura muhtâc el meded

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

(Ey âlemlerin ilahı, rabbi olan Yüce Allah’ım. Sen birsin, teksin eşin ve benzerin yoktur. Yaratılmış bütün canlıların rızkını ezelden ebede kadar sen verirsin. Ekinlerimiz, bahçelerimiz senin rahmet yağmurlarına, rahmet damlalarına muhtaçtır. Bizlere acı, bizlere merhamet et ve yardım mahiyetli yağmur gönder.)

 

Bir bölük sıbyân gelüb dergâha sunduk arzuhâl

Cümlemiz ma‘sûmlarız meydanda kaldık bi-mecâl

Hâl-i perîşânımıza merhamet kıl Zü’l-Celâl

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

(Duası kabul olunan, reddolunmayan günahsız çocuklarla birlikte sana halimizi arz ettik. Masum kulların sana muhtaçtır. Senden başka ihtiyaçlarımızı görecek yoktur. Büyüklük ve ikram sahibi Rabbimiz,  perişan halimize merhamet eyle. Bizlere acı, yardım olarak yağmur gönder.)

 

Atamızdan, anamızdan şefkatın çok Rabbenâ

Cümlesi cürm-i hatadır ashabdır iğfirlenâ

Bu cihetle gece gündüz ederiz hamd-ü senâ

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

(Ey Rabbimiz! Sen biz kullarına anamızdan, babamızdan daha fazla şefkat gösterirsin. Yaptığımız her işimiz belki sana karşı hatadır ve fillerimiz günahlarla doludur, bizleri affeyle. Senin affedici olduğunu bilerek sana, verdiğin nimetler için de gece gündüz hamd ederiz. Bizlere acı, bizlere merhamet et ve yardım mahiyetli yağmur gönder.)

 

Mefhar-i Mülk-i Melik Ol Ulu Sultan aşkına

Ehl-i Beyt, Âl-i Ashâb, Çihâr-yârân aşkına

Kerbelâda teşne-dil bunca şehîdân aşkına

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

(Yaratılmışların sebebi, kâinatın övüncü peygamberlerin ve insanların sultanı Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) aşkına. Peygamberimizin ehl-i beyti, ashab-ı kiramı ve Hz. Ebubekir (r.a) Hz. Ömer (r.a) Hz. Osman (r.a) ve Hz. Ali (r.a) aşkına. Kerbela’da senin için canını veren Hz. Hüseyin (r.a) ve suya hasret kalan yanmış yürekler aşkına. Bu suya muhtaç toprakları rahmetinle kandır, bizlere yağmur ikramında bulun.)

 

Gayri yok Ya Rabbenâ Sensin bizim Hallâkımız

El-emân yandı yakıldı sebz ü erzâkımız

Bahr-ı lütfundan yetiştir Ey Ğanî Rezzâkımız

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

(Ey Rabbim bizi yaratan sensin, ne olur yetiş, kuraklık bahçelerimizi, sebzelerimizi ve ekili alanlarımızı yakıp kavuruyor. Lütuf denizinden rahmetini bizim üzerimize yağdır, ey zenginler zengini. Bizlere acı, bizlere merhamet et ve yardım mahiyetli yağmur gönder.)

 

Fahri Âlem Rûhuna olsun salât ile selâm

Âline, Ashâbına, Evlâdına her subh-şâm

Âb-ı lütfundan umar bu kulların rızkın müdâm

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

(Âlemlerin övüncü olan Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v) ve onun nesline, aile fertlerine, sahabilerine sabah akşam binlerce salât ü selam olsun. Lütuf kaynağından bizim rızık tarlalarımızı sula, bizlere bol rızıklar ver. Rahmetini üzerimize yağdır, ey Mevlâ’mız bize yardım et, ihsan buyur.)

 

Ni‘metin erzân ederken bende-i güm-râhına

Sümme hâşâ aç kalır mı ? Baş koyanlar râhına

Şem`î ihlâsıyla geldi yüz sürüp dergâhına

Rahmet inzâl eyle ihsânınla Ya Mevlâ meded

(Sen nimetlerini, rahmet ismi şerifinle, yolunu şaşırmış, günahkâr kullarına bile vermektesin. Hal böyle iken hâşâ sana kulluk edenleri aç bırakmazsın. Senin yoluna gidenleri en güzel şekilde nimetlendirirsin. Şem’i güzel bir niyet ve samimi duygularla yüce dergâhına gelip, senin eşiğine yüzler sürüp, sana dualar ediyor. Ey Allah’ım, yağmur nimetini rahmetinle üzerimize yağdır, bizlere yardım eyle.)