M. Nazmi Değirmenci


Yüz bin kişilik Darende`miz olmasın!


Darende Belediye Başkanımız Sayın İsa Özkan, “istişarede bulunmanın, yöneticilerin, özellikle de siyasetçilerin, yapmaları gereken sosyal bir hareket” olduğunu hatırlatarak, 2010 yılı değerlendirme toplantısı düzenledi, bütün hemşerilerini davet etti ve yapılan çalışmaları anlatarak, yöneltilen soruları cevapladı. Çok olumlu bir yaklaşım. Bu faaliyet umarım belirli aralıklarla düzenlenir. Siyasi rekabet bir tarafa bırakılarak istişare anlayışı içerisinde öneri ve eleştiriler yapılır, her söylenen, anlatılan, duyulan, yüz yüze konuşulur. Yönetici alır almaz, katılımcılar ikna olur veya olmaz, ama bu çalışma, yönetenler için bir yol haritasıdır. Eskilerin tanımıyla bir nefes soluklanma gibi olur. Hizmete daha dinç devam edebilme fırsatı verir. Lafçılara, kaşıyıcılara, puslu havadan medet umanlara yaşama ortamı bırakmaz. Kırgınlık, küskünlük olmadan, muhabbetle bu toplantılara katılmalıyız. Bu katılım o kadar yoğun olmalı ki, kapalı salonda yapılmalı. Böyle bir etkinlik birliğimizi dirliğimizi gösterir. Eğer söz Darende ise ‘gerisi teferruat’ olmalıdır.                                                 

Sofranın zenginliği çeşidin bolluğuyladır. Onun için zengin soframızda tatlı, tuzlu, acı, yağlı bulunmalıdır. Tek düze beslenme, büyümeyi yavaşlatır. Farklı düşünceler zenginlik göstergesidir, bir nevi oto kontroldür. Yönetim anlayışı, çeşitliliğimizi muhafaza edip, ona sahip çıkmalı ve bu muhteşem gücün farkında olmaktır. Yönetici, kendini öğenden daha fazla eleştirenden destek görür, çünkü eleştiriler eksikleri tamamlama fırsatı verir. Destekleyen gibi, muhalefet edenin, yönetime katkısı vardır.

Muhalefet farklı düşünen demektir. Farklı bir pencereden bakıp değerlendirmek, görüşlerini uygulayıcıya uygun zamanda uygun dille anlata bilmek demektir. Toplantıya katılmadan, öneride bulunmadan, dışarıdan eleştirmek, samimi bir yaklaşım olmaz. Eleştirinin kabul görmesi için çözümü de önermek gerekir. ‘Ben eleştiriyorum çözümünü sen bul’ mantığı yapıcı davranış değildir. Bu toplantılarda konuşulan konu, yapılan çalışmalara alternatif üretilen görüşler olmalıdır. Nasıl olsa yapılmaz, görüşlerim itibar görmez demek, doğru olmaz. Görüşlerimizin kabul görmesi veya görmemesi önemli değil, önemli olan farklı görüşlerle orada olabilmektir.

Hepimiz hizmet üretiyoruz muhalefet ve iktidar ortaya çıkan üründe hepimizin katkısı var. Bu hizmette, büyük, küçük, önemli önemsiz, yoktur, saatin içi gibi, küçük parça, büyük parçadan, büyük parça, küçük parçadan kıymetli değildir. Hangisini devre dışı bıraksanız saat çalışmaz durur. Medeni duruşun en önemli göstergesi, ‘eleştiriyi kazanç sayan bir anlayış’ içerisinde olmak ve buna ortam hazırlamaktır. Bizler eleştiriye açık değiliz, eleştiriyi hep karşı görüş olarak değerlendirip, hemen rakip statüsüne kor, onunla yollarımızı, gönüllerimizi ayırırız. Oysa dost acı söyler, acıda söylemelidir.

Her zaman ikinci bir doğrunun olabileceği düşünülmelidir, doğru birdir, ama asıl olan değildir. Kişinin baktığı yere yöne göre doğrular değişir. Onun için zaman zaman doğrularımızı gözden geçirmeli, iddiacı olmamalı, iletişim önceliğimiz olmalıdır. Konuşmadan, neden imtina ederiz, sorudan neden kaçarız. Yüzleşme neden işimize gelmez, neden, neden, neden bir sürü neden sıralaya bilirim. Eğer görüşlerimi muhatabına açık sade bir lisanla anlatamıyorsam, bende sorun vardır. Benim anlatmadığımı, benim ağzımdan birileri kendi anladığı gibi anlatır. Sonuçları hepimizi üzer.

İşte buda benim doğrum. Geçen yazımda belirttiğim, önerimi yeniliyorum. Darende Meslek yüksek okulunda, açılması düşünülen, turizm bölümü, tekrar gözden geçirilmeli. Darende insanına uygunluğu, öğrenci tercih potansiyeli araştırılmalı, restorasyon, inşaat bölümlerinin düşünülmelidir.

Sn başkanımın, Tohma Çayı ıslah çalışması başladı, içme suyu şebekesi yenileniyor, Darende üst yapı yol, park, çevre düzeni planlaması yapıldı, kanalizasyon çalışması tamamlandı, doğalgaz geliyor, borçlar bitti, açıklamasına sevindim. Ama yüz bin kişilik Darende yapıyoruz açıklamasına sevinmedim, Yüz bin kişilik Darende’miz olmasın! Yeşil kalmış, ırmağı temiz akan, kültürel yapısı bozulmamış Darende’miz olsun! Öz kültürüyle Darende’yi sürdürebilme gayretimiz olsun! Çok katlı apartmanlarımız olmasın, tarihi yaşatan avlulu evlerimiz olsun. Gelişmiş ülkeler, şehirler, tatil köyleri bize örnek olsun! Ve bu anlamda medeniyet bize uğramamış olsun.

 

Cahit Sıtkı’nın dediği gibi

Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.