M. Nazmi Değirmenci


Muhabbet içinde ıslananlar


Ne mutlu o yağmurda muhabbet içinde ıslananlara

Yöresini, yöreye mal olmuş ürününü, tanıtmak adına yapılan etkinliklerdir festivaller. Kavun, karpuz, elma, armut, kiraz, çilek, dut,  fındık, fıstık, halı, kilim aklınıza ne gelirse tanıtım için bir vesiledir festivaller.  Komiteler kurulur, etkinlikler planlanır. Ama önemli olan katılımı sağlamaktır. Bir yerlere birilerine ulaşa bilmektir. Festival komiteleri, planlayıcılar katılımı cazip hale getirmek amacıyla promosyonlar yaparlar. Festivallerde en güzel elmalar çilekler kirazlar yenir, mideler bayram eder. Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Kültür Etkinliklerinde bayram eden gönüllerdir, ne mutlu onlara… Darende başkadır, Darende’ye gelenler Somuncu Baba’nın, Osman Hulusi Efendi’nin, gönül sultanlarının diyarında gül kokulu muhabbet deryasından gönüllerini doldururlar hayatları mana kazanır.

Somuncu Baba ve Osman Hulusi Efendi Kültür Etkinliklerini festival gibi düşünülmemelidir.  Bizlere ışık tutan gül kokulu gönül sultanlarını bütün insanlığa ulaştırmak onlara tanıştırmak, onlarla buluşturmak gerekir bu tanıtım bizlerin asli görevi olmalıdır. Bu etkinlikler ulusal, sonrasında uluslar arası yapılmalı. Yunus Emre, Mevlana yılı gibi Osman Hulusi Efendi yılı olmalı insanlar Hulusi Efendi’yi öğrenmeli, anlamalı ve yaşamalılar.

“Bu ay, bu hafta, bu gün, çeşitli festivallere katıldım, protokol vardı ama vatandaş yoktu. Darende’ye hayretle bakıyorum çeşitli il ilçe beldelerden gelen binlerce insan Darende’de buluşmuş, hepsinde ayrı bir heyecan görüyorum diyordu” üst düzey bir yönetici. Günler öncesinden onları Darende’de buluşturan sevgi, muhabbet deryası, gönül sultanlarına, selam olsun. Gülşendeki gülün kokusunu rabbim Darende üzerinden eksik etmesin.

Somuncu Baba’nın soyu Peygamber Efendimiz (s.a.s)`e ulaşır, 24. kuşaktan torunudur, Seyyiddir. Somuncu Baba Hazretleri için kültürümüzün temel taşlarından biridir diyebiliriz. Öyle ki uzantılarının günümüze kadar devam etmesi neseb-i aliyesinin halen etken olması günümüz insanları için Allah`ın bir lütfudur. Somuncu Baba Hazretlerinin talebelerinden en meşhuru Hacı Bayram Veli`dir. Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin’i yetiştiren, Hacı Bayramı Veli, Somuncu Baba’nın talebesidir, dolayısıyla İstanbul’un manevi fatihi Somuncu babadır ve Darende’de medfundur.

Osman Hulusi Efendi, Somuncu Baba’nın torunudur. İslâm’ı bütün safvet ve hassasiyeti ile “Allah ve Rasulü’nün ahlâkına uygun bir biçimde yaşamıştır. Asrımızın önemli sûfilerinden olan Osman Hulûsi Efendi, büyük bir gönül insanıdır. Yaşadığı yüz yılda onun gibi muhteşem bir divan yazan olmamıştır. Katıldığı sempozyumda Merhum Ahmet Kabaklı “Hulusi Efendi’yle aynı dönemde yaşayıp sağlığında görememenin bedbahtlığını yaşıyorum” diyerek üzüntüsünü dile getirmiştir.

9.Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Kültür Etkinlikleri

Darende’de Cuma günü Somuncu Baba Külliyesinde binlerce gönül adamının katılımıyla Beyazıt Camii İmamı Hafız Suat Göztok’un muhteşem Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Yurt dışından gelen hafızların iştirakiyle katılımcılara doyulmayan bir kuran ziyafeti sunuldu.

Kayseri’den gelen bir akademisyen şunları söylüyordu. “Ben Türkiye’de büyük su kaynakları ve suyla oluşmuş güzellikleri çok gördüm ve gezdim, hepsi bir başka güzel ama Darende’de onlardan farklı bir hava, farklı bir duygu, insan burada huzur buluyor, gönlü arınıyor, buranın farklılığını hemen hissediyorsunuz” diyordu. Ayaküstü halini sorduğum Somuncu Baba Dergisi’nin bir yazarı ise duygularını ifade etmekte zorlanıyor “Bu gün için rabbime şükretmekten başka bir şey dileyemem” diyordu.

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Prof. Dr. Hüseyin Akaya, Doç. Dr. Alim Yıldız’ın başkanlık ettiği Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Sempozyumuna 30’a yakın bildiri sunan akademisyenlerin 4 ayrı salonda kendilerini dinleyen katılımcıların konuya muhabbeti ve dinleme adabındaki nezaketi fark etmeleri çok önemliydi.

Bir akademisyenin “Birçok büyük organizasyonlarda bulundum, buradaki katılımcılar kadar adaplı, saygılı, eğitilmiş bir topluluğa bildiri sunmadım, İşini, makamını, fabrikasını, evini hülasa dünyasını bırakarak etkinlikte gönüllü çalışanların muhabbetini hayranlıkla izliyorum. Bunlar ne güzel insanlar” diye ekliyordu.

Hasan Gazi Şehitler Abidesi ve türbe ziyaretinde, kalabalıktan Vakıf Başkanımız Hamidettin Ateş Efendiye ulaşamayan küçük kız çocuğuna, zamanın bakanı torpil oluyor, elinden tutup Hamidettin Efendi’nin yanına getirerek “Buna biz torpil olarım efendim elinizi öpüp dua istiyor” diyerek o küçücük yüreği sevindiriyordu.

Osman Hulusi Efendi’nin divanının geliriyle vasiyeti gereği yapılan bölgenin en iyisi olarak hizmetine devam eden  Hulusi Efendi Devlet Hastanesine Nuri Çomu’nun bağışladığı Mamografi merkezinin açılışında hastane çalışanların gayretleri hepimize umarım örnek olur. 

Darende kültürünü yansıtan fotoğraf ve yağlı boya resim yarışmasına ilgi ilk olmasına rağmen çoktu. Sergiyi gezince bakmakla görmek arasındaki farkı bir kez daha anladım göremediğimiz ne güzellikler varmış 30 yapraklı gül şehrinde

Sanatçı Sami Özer, Taha ve Gurup Dergâh’ın konserleri Kafkas ekibinin gösterisi, sunucu Serdar Tuncer’in güzel yorumuyla Divan-ı Hulusi’den okuduğu şiirlerle unutulmaz bir gün yaşandı. Önemsenmesi gereken bir duruş vardı ki, katılımcılar yağan sağanak yağmurda dakikalarca yerlerinden kalkmadan programı takip etmeleriydi, ıslanmayı önemsemeden etkinliğin sonunu beklediler. Ne mutlu o yağmurda muhabbet içinde ıslananlara