Musa Tektaş


Sempozyum Tebliğlerinden Özetler


Anadolu’yu maneviyatıyla aydınlatan Somuncu Baba (Şeyh Hamid-i Veli) Hazretleri ve onun neslinden tasavvuf ve irfan önderlerinden; Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretlerini anmak, fikir ve düşüncelerini yeni nesillere aktarmak, hayatlarıyla ve eserleriyle ilgili çeşitli konuları ilmi sahada inceleyip, asrımıza tesirlerini sunmak maksadıyla 1991 yılından itibaren Sempozyumlar düzenlenmektedir.  Maddî ve manevî kalkınmanın bu önderleri vasıtasıyla, gönül ihyasının temel unsurlarını zihinlere nakşetmek gayesiyle tertip edilen “Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Sempozyumu”nun en yeni halkası 18 Haziran 2010 Cuma günü Darende’de gerçekleşti.

“9. Somuncu Baba ve Kültür Etkinlikleri” çerçevesinde iki gün süren programın birinci gününde gerçekleştirilen ilmî toplantı dört oturum halinde yapıldı.

Açılış ve protokol konuşmaların ardından geçilen oturumlarda Marmara, Ankara, Selçuk, Erciyes, Hitit ve Cumhuriyet üniversitelerinden 30`a yakın akademiysen ve yazar tebliğlerini sundular.

Vakıf adına açılış konuşmasını yapan Resul Kesenceli Bey; Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Hazretlerinin tasarruflarıyla, bu kadar tasavvuf erbabı ve gönül dostları bir araya geldi. Onların Darende’mizdeki, Anadolu’daki etkilerini, tarihî, millî ve manevî değerlerini sözle anlatabilmek mümkün değildir.”

 

Sempozyumda açılış konferansını veren Hukukçu Yazar Hayati İnanç aynen şunları söyledi: Darende her yönüyle çok güzel bir yer, ilk kez geldim ve çok etkilendim. Gittiğim her yerde burayı anlatacağım, insanlar ölmeden Darende’yi mutlaka görmeliler.”

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil ise duygularını şu şekilde beyan etti: “Darende beni çok etkiledi, bu kadar güzel ve edepli insanların bulunduğu bir beldeye gelmek beni çok etkiledi. Çok iyi yetiştirilmiş insanlar, her aradığımı gördüm, buldum. Tarih, sanat ve estetik olarak mükemmel eserler yapılmış, bunlar ancak büyük velilerin ve güzel gönüllü insanların ürünüdür. Program çok güzel hazırlanmış, bu çalışmaları iller bile yapamaz, tebrik ediyorum.”

 

Bazı katılımcıların kısa kısa görüşlerini sormuştuk, önce onların söylediklerini sizlerle paylaşalım. Bakalım ne demişler:

Yrd. Doç. Dr. Süleyman DOĞAN: “Darende çok güzel bir yer, burada aydın insanların olduğunu gördüm ve çok memnun oldum. Hamideddin Efendi beni çok etkiledi, giyinişi, yürüyüşü, konuşması, insan ilişkileri, bakışı, olaylar hakkındaki yorumu çok mükemmel, dolu dolu bir insan. Yetiştirdiği insanlar da çok güzel, bir ustanın elinden çıktıkları belli.”

Yrd. Doç. Dr. Mehmet TAŞDEMİR: “İnsanlar Darende’nin mükemmelliğini bir kez daha gördüler. Her şey çok güzel ve muhteşemdi.”

Dr. Ümran AY: “Böyle bir programa ilk kez katıldım. Çok güzeldi, çok etkilendim, Bundan sonra talep edilecek her türlü çalışmayı yapabilirim. Hulusi Efendinin Dîvân’ı beni çok etkiledi.”

Dr. Abdulmecit İSLAMOĞLU: Burası gerçekten çok güzel ve etkileyici. Burada tasavvufun canlı canlı yaşadığına şahit oldum. Yalnızca sözü değil hali gördüm ve etkilendim.”

Şimdi sizlere değerli ilim adamlarımızın sunduğu tebliğlerinden bazılarının özetlerini sunuyorum:

 

Prof. Dr. Ali AKPINAR: 

“Hulûsî Efendi (k.s)`nin Dîvân’ında, Kur’ân ayetlerine vukufiyeti net bir şekilde görülmektedir.”

“Hulûsî Efendi (k.s)`nin Dîvân’ında, onun Kur’ân muhtevasına ve Kur’ân ayetlerine vukufiyeti net bir şekilde görülmektedir. O, söylediklerini büyük ölçüde ayet ve hadislere dayandırmakta, ayet ve hadislerden iktibaslar yapmakta, Kur’ân’ın en temel konularına telmihler yapmaktadır.

Dîvân’ı incelendiğinde, onun daha çok Allah, peygamberler, inanç, ahlak ve ibadetle ilgili konuları işlerken ayetlerden yararlandığı görülür. Bunu yaparken çoğu zaman ayet cümlelerini aynen kullanır, bazen de ayetlere işaret eden cümlelere yer verir.

İlahî aşk adamı olan Hulûsî Efendi (k.s) şiirlerinde mecazî anlatımla Allah aşkını terennüm etmiştir. Şiirlerinde ayetlerden yaptığı iktibaslarda en fazla da sûfîlerin ilham kaynağı olan ayetlerini kullanmıştır. Onun bu şiirlerini doğru bir şekilde anlayabilmek için, Kur’ân alt yapısına vakıf olmak gerekmektedir.”

 

Prof. Dr. Enbiya YILDIRIM:

“Hulusi Efendi (k.s), Dîvân’ının pek çok yerinde hadisleri kendisine referans alır.”

“Peygamber sevgisini bedeninin tüm zerrelerinde hisseden Hulusi Efendi (k.s), Dîvân’ının pek çok yerinde hadisleri kendisine referans alır. Biz bu bağlamda onun doğrudan yer verdiği hadisler ile sözlerine dayanak teşkil eden hadislerden örnekler vereceğiz.

Hulusi Efendi (k.s)’nin şiirlerini Kur’ân ve sünnet ışığında analiz ettiğinizde, her bir kelamın telmîh ettiği bir ayet ve hadis bulursunuz. Bunun nedeni, onun hayata bakışını ve söylemini Kur’ân ve sünnetin şekillendirmiş olmasıdır. Bu ikisinin biçimlendirdiği bir yaşam ve söylem sonucunda ortaya çıkacak eylem ve söylemler elbette bu ikisiyle uyumlu olacak ve oradan beslenecekti. Çünkü bu kişi hayatını Kur’ân ve sünnete göre biçimlendirmeyi hayatının en büyük ideali yapmıştı. Bu nedenle onun Dîvân’ına göz attığınızda şiirlerinin neredeyse tamamının gerek Kur’ân tefsiri ve gerekse hadislerin günümüz insanına anlatılması ve açıklanması sadedinde ne kadar uygun metinler olduğunu görürüsünüz.”

 

Prof. Dr. Abdullah KAHRAMAN:

“Hulusi Efendi (k.s)’nin yazılarında iman-ibadet-ahlak bütünlüğü vardır.”

“Hulusî Efendi (k.s)’nin Hutbeler adlı kitabı iman, ibadet ve ahlak şeklinde sistematize edilmiştir. Bu hutbeler muhtelif zamanlarda irad edilmiş olsalar da tertip edenlerin hutbelere bu başlıkları uygun bulmaları anlamlı ve isabetlidir. Bu, onun hutbelerinde iman-ibadet ve ahlak bütünlüğünü kurduğunun bir göstergesidir. Bilindiği üzere iman-ibadet ve ahlak bütünlüğü İslam’ın temel hedefidir. Kur’ân ve Hz. Peygamber’in sünneti de bize sürekli bu hedefi göstermektedir.

Hulusi Efendi (k.s) de hutbelerinde bu nükteyi yakalamış ve kendi üslubunca güzel bir şekilde işlemiştir.

İman başlığını taşıyan hutbelerinde Allah sevgisi, imanın vasıfları, müminin niteliği, Allah’ı sevmek ve Allah tarafından sevilmek, ahirete iman, Allah’ı tanımak, iman, ihsan ve Allah’ı zikretmek konularını ele almıştır.

İbadet başlığı altında namaz, oruç, hac, zekât ve kurbanın önemi, faydaları ve bazı temel prensipleri üzerinde durmuş ve bunlarla ilgili meselelere yer vermiştir.

Ahlak başlığı altında ise âdab-ı muâşeret, kardeşlik, ana-babaya itaat, iyilik, yardımlaşma, doğruluk, edeb, hayâ, komşulara iyi davranmak, dili korumak, adaletli olmak gibi güzel hasletler ve erdemleri ele almıştır. Bunlar yanında kötü huylardan olan yalanın zararları, rüşvet, istihza ve gıybetin zararları gibi hususlara değinmiştir.”

 

Meryem Aybike SİNAN:

“Gül diyarında elleri gül kokulu analardan söz etmek üzere gelmiş bulunuyorum.”

“Somuncu Baba ve Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Hazretleri gibi,  iki büyük irfan ve mana denizinin himmetleri, Yüce Rabbimin takdirleri olmasa bu güzel dost meclisinde bulunamazdım sanıyorum. Bana bu güzelliği bahşeden Yüce Rabbime şükürler olsun diyorum ve bu güzel etkinliği düzenleyen Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi vakfına şükranlarımı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Gül diyarında elleri gül kokulu analardan söz etmek, özellikle Fatıma Hanım validemiz ve Hacı Naciye Ateş validemizden söz etmek -ki ne kadar söz edebilirim bilemiyorum- üzere gelmiş bulunuyorum. Kendilerini yakinen tanıyamadım, ellerinden öpemedim belki ama onların hakkında okudukça, onların dillere destan güzelliğini öğrendikçe hayıflandım, hüzünlendim, derin bir iç acısı duydum.”

 

Muhsin İlyas SUBAŞI: 

“Somuncu Baba’nın ruhaniyetini yarınlara taşıyanı ise Darende’dir.”

“Bu toplantıya Kayseri’den katılıyorum. Somuncu Baba, biliyorsunuz Kayserilidir. Kayseri’nin Akçakaya Köyünde doğmuş, oradan buralara taşınmıştır. Onu doğal olarak doğduğu şehir olarak Kayseri sahiplenir. Hizmet verdiği ve Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı caminin açılışında onunla birlikte bulunduğu Bursa da sahiplenir. Onu ‘Kabri bizde’, diyerek Aksaray da sahiplenir. Onun gerçek sahibi ve ruhaniyetini yarınlara taşıyanı ise Darende’dir! Darende, 17 yıldan buyana onun adına bir dergi çıkarmaktadır, Türkiye’de birçok ilimizin kalitesine ulaşamadığı bir dergi: “Somuncu Baba”. Bugün burada bu derginin 116. sayısının gölgesi altında toplanıyoruz. Ekmeğinden bir lokmayı eksiltip başkalarıyla paylaşmayı unutturmaya çalışan bir dünyada materyalizminin kıskacında yaşıyoruz. Buna rağmen, bu ilçemiz insanının maddî kaynaklarını bu dergi için seferber etmesi sıradan bir olay değildir.”

 

Yrd. Doç. Dr. Cemil GÜLSEREN:

“Somuncu Baba Çocuk Dergisine Bakış.”

“Bir çocuk dergisinde bulunması gereken nitelikler bakımından ele alındığında Somuncu Baba Çocuk Dergisi’nin kâğıdı beyaz, birinci hamur, büyüklüğü uygun ölçülerde, resimler ve şekiller anlaşılır sade ve net görülüyor. Doğal ve vahşi yaşama ilişkin resimler, hayvan resimleri oldukça sık görülüyor. Her şey seviyelerine uygun, sınıf olarak İlköğretim 3, 4, 5 sınıflarına hitap ettiğini görebilirsiniz. Yazı ve resimde dengeler gözetilmiş. Özellikle dil ve üslup sade, açık kısa cümlelerden oluşmaktadır. Başlıklar özenle seçilmiş. Konular ilgi çekici, yazılar düşündürücü, dinlendirici ve eğlendirici bir muhtevaya sahiptir.”

 

Mustafa ÖZÇELİK:

“Nasihat Yayınları pek çok önemli eser yayımlamıştır.”

“Darende ilçesinin merkez alındığı fakat Anadolu’nun her köşesinde de yansımalarını bulan bu hizmet faaliyetinde tasavvuf, hayatla hep iç içe olmuştur. Bu faaliyetin kurumsal olarak merkez noktası Hulusi Efendi Vakfı’dır. Bizzat Hulusi Efendi tarafından 1986 yılında kurulan bu vakıf, kurulduğu günden bu yana Hakk’ın ve halkın hizmetinde tarımdan ekonomiye, sanattan kültüre, restorasyondan çevreye, sağlık kurumlarından eğitim kurumlarına kadar hayatın her alanına uzanan faaliyetlerin düzenleyicisi ve yapıcısı olmuştur.

Vakıf bünyesinde “Nasihat Yayınları” adıyla kurulan yayınevi bugüne kadar pek çok önemli eser yayımlamıştır.”