M. Nazmi Değirmenci


Tohma Vadisi, Yerel Yönetimler Birliği ve HES’ler


   

Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağza doğru sürekli inişi bulunan, suların gücüne, zeminin yapısına ve aşınım süresine bağlı olarak asırlık süreçler sonrasında oluşmuş dünyamızın korunması gerekli, zenginliklerindendir vadiler. İnsan gücüyle oluşturulamaz, yaşanması gerekli üç-beş bin yıllık emektir, saklanması zaruri bir mirastır. Korunup kollanması gereken eşsiz güzellikler içerir. Tarım, bahçecilik, ulaşım ve yerleşme, yaban hayatı için kısaca kaynak, en önemli coğrafi yapılanma ve dünya mirasıdır vadiler.

Bizim uluslar arası zenginliklerimizden birisidir Tohma vadisi. Vadi ekosistemine hayat verir Tohma. Kıyısında yaşayanların geleneği göreneğidir. Kültürel yapılanmayı şekillendirir. Somuncu Baba’dan, Kevser misali geçerken, yüklendiği manevi iklimi, taşır Fırat’a, denize, okyanusa.

Bakarsak geçmişe, hayatımızda Tohma ve Vadisi ile alakalı vardır bir şeylerimiz, onda çocuklumuzu, onda gençliğimizi, suyu, yeşili, dik yamaçları, gökyüzünün suya yansıyan sadeliğini, hülasa kendimizi buluruz, izlerken bizi geçmişe götürür, geçmişi bize getirir Tohma. Onun yıllar süren emeğinin karşılıdır Tohma Vadisi, mücevheratımızdır. Kendine özgü bir ekosistemdir. Bir kültürdür, kendine özgü, binlerce canlı onda hayat bulur.

Hiç benim diye baktınız mı Tohma’ya ve vadiye? Orada güneşin, neşeli doğup hüzünlü battığını izlediniz mi? kısaca hiç gezdiniz mi, bu güzelliklerin sizin olduğunu düşündünüz mü? Kocaman bir hayır, çünkü cevabını Tohma’nın boğazına takılan sıra sıra halkalara bakarak veriyorum.

Bunları neden yazıyorum dersiniz.

HES (hidro elektrik santrali) devletimizin enerji politikasına küçük ölçekli HES projeleri yeni dâhil edildi. 1976 yılında Amerika’da tartışıldı ve uygulandı, bu yerel ölçekte küçük akarsu yataklarındaki yükselti değerlerinden faydalanılarak üretilen küçük ölçekli elektrik üretim üniteleri. Ama uygulama alanlarında getirdiği götürdüğümden fazlaydı, sonuç çok acı felaket oldu. Vadi ekosistemleri çöktü, yaban hayat yok oldu. Bu yapılanlar, insanlık için yaşamsal değil lükstü, hırsı büyüttü. Değerimiz yaşamak için başarmak değil, başarmak için yaşamak oldu. Yaratılış gayesinden bihaber, insanlık değer yargılarından uzak nesiller yetişti. Bugün Acımasız, başkasına yaşama hakkı tanımayan, tüketen toplum anlayışı, maalesef Darende’ye Tohma’ya, vadiye kadar geldi. Tehlike kapımızı çaldı ve içeri girdi. Oysa ecdadımız ne hoş bakarmış âlemi cihana!

 

Kanuni Sultan Süleyman’dan bir hatıra

Kanuni Sultan Süleyman Han, saray bahçesindeki meyve ağaçlarını karıncaların sarması üzerine, karıncaları kırmak (öldürmek) için meseleyi Şeyhülislam Zembilli Ali Efendiye güzel bir beyitle sorar ve şöyle der:

 

Dırahtı (ağaçları) sarmış olsa eğer karınca

Zarar var mı karıncayı kırınca

 

Zembilli Ali Efendi zarif bir ifade ile sorulan bu sualin altına şu beyti yazarak cevap vermiştir:

 

Yarın Hakk`ın divanına varınca

Süleyman’dan alır hakkın karınca.

 

Osman Hulusi Efendi’den bir hatıra

Hulusi Efendi Hazretleri yazları Darende Hacılar Mahallesinde otururlarmış, Bir gün babası Hatip Hasan Efendiyle Zaviye gitmek üzere evden çıkmışlar, biraz gidince atın kamçısının olmadığını fark etmiş Hatip Hasan Efendi, yolda durup, “Oğlum şuradan bir dal kes ver de ata kamçı yapalım demiş” Hulusi Efendi attan inip etrafına bakmış, bir dala elini uzatmış, ağaç Cenab-ı Allah`ı zikrediyor. O dalı kesememiş. İkinci dala uzanmış, onda da aynı hal aynı hadise yaşanınca, babası; “Anlaşıldı oğlum gel sen dalı kesemeyeceksin” demiştir. Bir dal kesemeyecek kadar can incitmeden sakınan Osman Hulusi Efendi için Yaşam hakkından daha üstün bir hak yoktur, öncelik yaşama hakkıdır.

 

Bu gün Tohma Vadisinde uygulanacak olan HES projelerinin kısa açılımı. Tohma suyunun kanallara alınarak belirli aralıklarda kurulan HES’lerle suyu (Hidroelektrik santralleri) baraja kadar götürmektir. Altta kalanın canı çıksın su HES kanalında iken Tohma’nın yatağında akacak su miktarı, şirketlerin DSİ’yle yaptığı ilk protokolde 250 litre olarak belirlenmiş, sonradan bu miktar ülke genelinde mevcut debinin %10 olarak düzenlenmiştir. % 10’da olsa bu miktar, vadi ekosistemindeki doğal hayatın devamı için yeterli değildir.

 

HES’lerle ilgili Sayın Valimiz Doç. Dr. Ulvi Saran Malatya da yerel ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) kurulu oluşturarak araştırma ve değerlendirmeler yaptırdı. Kurul doğal hayatın devamı için yatağa bırakılacak su miktarının, uluslar arası akademik çevrelerde kabul görmüş 1976 TENNANT veya MONTANA metodu yüzdelerini göz önüne alarak bırakılacak su miktarının yazın % 40 kışın % 30 olmasına kararı verdi. Valilik, ÇED kurul kararına uyarak şirketlerle yeni protokoller imzalayarak, inşaatların devamına izin verildi. Önemle altını çizerek bilinmesini istiyorum ki, duyumlarımız, bu süreç sonrasında bugün şirketler valilikle yaptıkları protokolleri kabul etmeyerek % 10’da diretiyorlarmış. Bu duyarsızlığı anlamak mümkün değil, daha fazla kazanmak adına şirketler mücadele edip yerel, ÇED kararını dahi kabul etmiyorlar. Mağdurlar yani bizler, kaybetmeyi kabullenmiş halde akıbetimizi sessizce seyrediyoruz. HES’lerle alakalı, Ülkemizde örnekler vardır. Rize’de fırtına vadisindeki HES’ler iptal edildi, nasıl mı? Vatandaşın yaptığı bilinçli ve hukuki, yasal mücadeleyle, yetkilileri doğru bilgilendirerek, Darende olarak bizlerde bu haklı davamızda yasal hukuki mücadeleyi vermeliyiz, neden bu kadar bilinçsiz ve sessiz kalıyoruz. Bu gün dünyada insanların yaşadığı doğal çevreyi koruma çabası vardır. Umarım bizimde gayretimiz geleceğimiz için olsun. Küçülen dünyada hızla gelişme gösteren, turizm, rafting, doğa sporları için Darende’miz önemli bir merkezdir. Tohma vadisinde ülkemizin en güvenli rafting parkurlarının olduğu biliyor muyuz? Değerlendirilirse Tohma Vadisi, memleketimiz için çok önemli bir sosyal ve ekonomik kaynaktır.

Valimiz Sayın Doç. Dr. Ulvi Saran`ı desteklemeli ve yanında olmalıyız. Nerede Darende için gazete köşelerinde yazı yazanlar, dernekte toplantılar yapıp, yemek düzenleyenler birde bunun için toplanılsın.

 

Ülkemizde su havzalarını ilgilendiren konularda yerel yönetimlerin ortak çalışma adına oluşturdukları birlikler var. (Körfez Belediyeler Birliği, Kızılırmak, Yeşilırmak Havza Birlikleri, vs) Tohma Vadisi, oluşturulacak bir birliğin özü olabilir. Eğer HES’lerin yapılması devletimizce bir zaruret içeriyorsa, vadiye en az zarar verecek şekilde bu HES’leri, bizim olan, bizim kuracağımız Tohma Vadisi Yerel Yönetimler Birliği adına bizler yapabiliriz, bizim suyumuzdan bizim insanımız fayda görsün bu bizim doğal hakkımız. Devletimize biz borçlanalım, Üretilen elektriği biz üretelim. Bu işler devlet destekli yapılmıyor mu?

 

Bir yaz günü, gelirsen Tohma’ya

Üzülürsün, özün dövmez bakmaya

Kaybettiğin serveti o zaman anlarsın

İki taşa, basarak geçince karşıya

 

Suyla beraber yaşama hakkı da gider. İşin kısa özü budur.                    

Saygılarımla