Musa Tektaş


İhramcızade Sempozyumu


İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak (k.s.) Sempozyumu’nda Hulûsi Efendi (k.s.)

 

İsmail Hakkı Toprak (k.s) Hazretleri Sempozyumu yapıldı... İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak (k.s) vefatının 40.yılında çeşitli etkinliklerle anıldı. Anma etkinlikleri kapsamında Sivas Belediyesi ve Sultan Şehir Sivas Derneği tarafından 4 ekim 2009 Pazar günü Atatürk Kültür Merkezinde bir sempozyum düzenlendi. 

Sempozyuma Sivas Valisi Ali Kolat, Emniyet Müdürü Kemal Seyhan, Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp`ün yanısıra il protokolü ve vatandaşlar katıldı.  

Kur’an’ı Kerim tilavetiyle başlayan sempozyumun açılış konuşmasını Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alim Yıldız yaptı. Yıldız konuşmasında, İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak (k.s) Hazretlerinin Sivas ve bütün memleket için öneminde değindi. 

Sempozyumun açılışında konuşan, Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp ise İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak`ın Sivas için çok önemli ve değerli olduğunu belirterek, ``Şehrin ruhuna ruh katan önemli şahsiyetlerden birisidir. Sivas bu manada çok zengin bir memlekettir” diye konuştu.   

İhramcızade İsmail Hakkı Toprak`ın bütün hayatı boyunca, aynı verimli topraklar gibi mümbit bir gönül ve hizmet eri olduğunu dile getiren Ürgüp, ``Bu sempozyum marifetiyle sahalarında uzman değerli akademisyenlerimiz, araştırmacılarımız, yazarlarımız, bilim adamlarımız merhumu daha yakından tanımamıza vesile olacaklardır`` dedi. 

Sivas Valisi Ali Kolat Bey de yaptığı konuşmada, Mevlana Celaleddin Rûmi, Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli, Somuncu Baba, Yunus Emre, İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak, Osman Hulusi Ateş Efendi gibi insanların toplumun gelişmesine önemli katkıları olduğunu belirtti.

Vali Kolat, “İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak, Sivas`ta birçok bayındırlık hizmetinde önemli rol oynamıştır. Birçok caminin, çeşmenin, köprünün, hanın, hamamın yapılmasında ciddi görev almıştır. Özellikle Ulu Cami`nin yeniden inşasında çok büyük görev üstlendiği bilinmektedir. Biz, bu insanlara sahip çıkmamız, gelecek nesillere de tanıtmamız açısından bu tür sempozyumları fevkalade önemsiyoruz,`` diye konuştu.

Sempozyumun açılış konferansını veren Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Kemikli ise İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak (k.s)`ı sadece anmanın yetmeyeceğini, onun gibi olmak ve hizmet etmek gerektiğini ifade etti.

Sempozyum gün boyu süren panellerle devam etti. 4 oturum halinde gerçekleşen İhramcızade İsmail Hakkı Toprak (k.s) Hazretleri Sempozyumu’nda şu isimler tebliğ sundu:

Prof. Dr. Abdullah Kahraman, Prof. Dr. Ali Akpınar, Prof. Dr. Ali Yılmaz, Prof. Dr. Bilal Kemikli, Prof. Dr. Bilal Yücel, Prof. Dr. Cemal Ağırman, Prof. Dr. Hüseyin Akkaya, Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Prof. Dr. Necmettin Tozlu, Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı, Doç. Dr. H. İbrahim Şimşek, Doç. Dr. M. Doğan Karacoşkun, Doç. Dr. Şevket Topal, Doç. Dr. Ünal Kılıç, Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Yücel, Dr. Yüksel Göztepe, Gazeteci Yazar A. Turan Alkan, Araştırmacı Yazar Müjgan Üçer, Eğitimci Yazar Adem Güçer, Fatih Çınar, Musa Tektaş.

Sempozyumun 3. oturumunda Hulûsi Efendi Hazretleri anlatıldı

4 Ekim 2009 Pazar günü düzenlenen sempozyumun 3. Oturumu, 15.00–16.45 saatleri arasında gerçekleşti. Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Akkaya Başkanlığında yapılan oturumda; Prof. Dr. Ali Yılmaz, “Hulûsi-i Darendevi’de İhramcızâde”, Prof. Dr. Mehmet Akkuş ise, “Hulûsi Efendi’nin Mektubat’ında İhramcızâde”, Prof. Dr. Abdullah Kahraman, “İhramcızâde’nin Şiirlerinde Peygamber Sevgisi” ve Musa Tektaş “İhramcızâde Hazretlerine Yazılan Şiirler” adlı tebliğlerini sundular. Bu tebliğlerden özetler:

Prof. Dr. Ali Yılmaz / Hulûsi-i Darendevî’de İhramcızâde:

“Bilindiği üzere, Es-Seyyid Osman Hulûsî Efendi (k.s), Nakşıbendî-Halidî geleneğine mensup bir mutasavvıftır. Bunu gösteren silsilesi bilinmektedir ve kaynaklarda yer almaktadır. Bu silsilenin kendisinden önceki halkası İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Efendi (k.s)’dir. Ondan öncesi Hacı Ahmed-i Niksârî (k.s) ve Mustafa Takî Efendi (k.s) şeklinde yukarıya doğru gitmektedir. Benim tebliğimin konusu, Es-Seyyid Osman Hulûsî Efendi’nin Dîvân’ında İhramcızâde İsmail Hakkı Efendi (k.s)’nin nasıl anlatıldığı ile ilgilidir.

Es-Seyyid Osman Hulûsî Efendi (k.s)’nin Dîvân’ında İhramcızâde İsmail Hakkı Efendi (k.s) hakkında hayli çok şiir bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmında bu zât-ı muhteremin ismi veya özellikle Karîbullâh lakabı açıkça yazılmıştır. Ayrıca aşağıdaki tavsifleri de Hulûsi Efendi (k.s) İhramcızâde (k.s) için kullanmıştır:

Karîbu’llâh (Allah’a yakın)/Bütün âlemi aydınlatan bir güneş./ Derdlere dermân edecek sevgili./ Yâr-ı müstemend. /Kelâmı vahy-i Hak kendisi Rûhu’l-emîn./ Gönlü aydınlık bir pîr. / O gül yüzlüdür/Gül-izâr /Dil-ber: Gönlü alıp götüren. /Güzeller şâhı. Güzeller serveri. Server-i hûbân. /Gül-i handân: Açılmış gül. /Hûblar şâhı: Güzeller sultanı. /Onunla birlikte olmak insana cân verir. /Mürüvvet kânı. / Tabîb. /Cömertlik ocağının/kaynağının sahibi. / Âlî-cenâb, Âlî-şân /Bedr-i münîr. / Habîb-i ezelî. Hatîb-i ezelî. Karîb-i ezelî. Edîb-i ezelî. /Kâmil. Ârif. Bahtiyâr. /Âhûlar onun gözünün güzelliğinin hayrânıdır. / Hûrîler onun yüzünün güzelliğine hasrettir. /Bütün canlar onun cânına kırbandır. / Serviler onun boyuna özlem duyarlar. / Gözleri güzel kaşları güzeldir. / Sırlara Vâkıftır. / Hakîkat yolunun sultânıdır.”

Prof. Dr. Mehmet Akkuş / “Hulûsi Efendi’nin Mektubat’ında İhramcızâde”:

“Biz bu tebliğimizde 20. asrın ikinci yarısında verdiği eserler ve yaptığı hizmetlerle gönüllerde taht kuran Es-Seyyid Osman Hulûsî Efendi (k.s)’nin Mektubât’ından ve özellikle de şeyhi İhrâmcızâde İsmâil Hakkı Toprak (k.s)’a yazdığı mektuplarından ve ona karşı kullandığı gâyet samîmî ve hürmetkâr ifadelerinden söz edeceğiz.

Es-Seyyid Osman Hulûsî Efendi (k.s)’nin Mektûbât’ında yer alan 66 mektuptan 3 tanesini doğrudan şeyhi İhrâmcızâde İsmail Hakkı Toprak (k.s)’a yazılmıştır. Bazı mektuplarda ise şeyhinden söz etmektedir. Meselâ babasına gönderdiği bir mektubun sonundaki manzûmede şöyle demektedir:

 

Pîrsin İslâm’da yetmiş yıl sürüp ömr-i azîz

Dâmenin tuttun Garîbu’llâh’a ettin imtisâl

 

Kim seni incitse yâr ihtiyârın incitir

Kim sana buğz eylese buğzuyla olur pây-mâl

 

Sen Garîbu’llâh Hakkı’nın gözünün nûrusun

Kim o göz nûruna hürmet eylemez bulmaz visâl

 

Osman Hulûsî Efendi (k.s)’nin yazmış olduğu 47. mektubunda şeyhi İhrâmcızâde (k.s)’nin hastalığı münâsebetiyle kaleme alınmıştır. Hastalığına geçmiş olsun temennîlerini ifade etmektedir.

Osman Hulûsî Efendi (k.s)’nin Mektûbât’ında yer alan 52. mektubu şeyhinin Kurban Bayramını tebrik etmek üzere yazılmıştır. Bu mektup sadece bir tebrikten ibaret olmayıp, metinden anlaşıldığına göre İhrâmcızâde (k.s)’ye yaptığı bir ziyâret sonrasında kendisini göremeden ayrılmış olmasına hayıflanmakta ve aradan geçen yedi aylık bir ayrılığın bıraktığı hüznü Mevlânâ hazretlerinin Mesnevî’sinden bir beyiti de kaydederek ifade etmektedir..

Mektûbât’ta 8. sırada yer alan bu mektupta Osman Hulûsî Efendi (k.s), şeyhine olan muhabbetinin hiç kesilmemesini arzu etmektedir. Bazı dünya ahvâlinin veya bazı söylentilerin aralarında olan muhabbet ve alâkanın devamına halel getirmesinden endişe duymuş olmalı ki bu satırları kaleme almıştır. Bu mektubun ser-levhasında Hazret-i Ebûbekir (r.a.) için kullanılan “Sıddîk” ve “ Yâr-ı Gâr” ifadelerini kullanarak, aralarındaki muhabbettin, Hazret-i Ebûbekir ile Hazret-i Peygamber (s.a.s.) arasındaki bağ kadar kuvvetli olduğunu belirtmiş olmaktadır.”

Prof. Dr. Hüseyin Akkaya:

“İhramcızâde Hazretlerinin en büyük halifesi Es-Seyyid Hulûsi Efendi’dir. Yol oradan devam etmektedir. İhramcızâye ait özel eşyalar ve bazı emanetlerde Darende’de özel bir yerde muhafaza edilmektedir.”

Musa Tektaş/İhramcızâde Hazretlerine Yazılan Şiirler:

“Somuncu Baba Hazretlerinin neslinden, Darendeli Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s), İhramcızâde (k.s) Hazretlerinin yetiştirdiği önemli bir şahsiyettir. Elbette ki Divân’ının da oluşmasında İsmail Hakkı Efendi’nin büyük tesiri vardır.

Hulûsi Efendi Hazretleri, 1920’li yıllarda İhramcızâde Hazretlerine intisap etmiştir. İlim sohbetlerine (meclislerine) katılır, sıkça Sivas’a mürşidi İhramcı­zâde İsmail Hakkı Toprak (k.s)’ı ziyarete gider, küçük yaştan itibaren yazmış olduğu şiirlerini ona takdim eder. İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Efendi (k.s) de sohbetlerde bunları defalarca okuturlar, ilahilerini muhafaza etmesini ve bir Divân yazmasını kendisine tavsiye ederler. Bunun üzerine Osman Hulûsi Efendi’nin Dîvân Edebiyatı tarzındaki yazdığı eserlerle, “Divân-ı Hulûsî-i Dârendevî” ortaya çıkmıştır.

Dîvân-ı Hulûsî-i Darendevî’den bir örnek verelim:

Cân mürgünün ezkârı dîdâr-ı Karîbu’llâh

Her demdeki efkârı dîdâr-ı Karîbu’llâh…

Kangal Müftüsü bir gün İsmail Hakkı Toprak (k.s)’yi ziyaret ettiğinde “Efendim Darende’de Hulûsi Efendi (k.s) ile görüştük. Ne mesele sorduk ise hepsini deliller getirerek cevapladılar, hem de kitapları öyle açtılar ki bir iki yaprak farkı ile sayfaları açarak önümüze serdiler. Bu nasıl iştir hayrette kaldım.” der. İsmail Hakkı Toprak Efendi (k.s) cevaben; “O da bizim talebemiz, onu biz yetiştirdik” buyurmuşlardır.”

Osman Hulûsi Efendi (k.s) birçok sohbetinde dinî kurallara uyulması gerektiğini söyler; İhramcızâde İsmail Hakkı Efendi (k.s)’nin şu kelamını hatırlatırdı: “Gardaşlarım, ömrümüz memuriyette geçti, nafilelerimizi bile terk etmedik,’ diyerek ihvânlarını ibadete teşvik ederdi. Şerîatı olmayanın tarîkatı olmaz, şerîatı gözetmek gerekir. Tarîkatımız Halidî Hâkî Nakşi­bendî’dir. Evveli şerîat, ortası tarîkat ve ahiri şerîattır.” der ve ihvanlarından dinî kurallara uymalarını isterdi. Hulûsi Efendi de şöyle buyurmuştur: “Şerîat tarîkatın kabı­dır. Şerîatsız tarîkat olmaz. Şerîatsız tarîkat, elekle Toh­ma’dan su taşımaya benzer. Doldur, doldur boş çıkar.”

1955 yılında onarımı başlayan Sivas Ulu Camii’nin yapımı için yardım toplanırken, Darende’deki bir sohbette, Darendeli halk şairi Mehmet Göçer bir destan yazar. Bu destandan binlerce basılır dağıtılır, yardımı teşvik eder. Bu şiir Hulûsi Efendi Vakfı arşivinde vardır. Mehmet Göçer’in bir Darende ziyaretinde Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı H. Hamidettin Ateş Efendi Göçer’e şiirini hatırlatır. Şair de elinde basılı nüshasının olmadığın söyler. Vakıf Arşivinden Hamidettin Efendi, Göçer’e şiiri verir, o da çok memnun olur. İşte o şiirin ilk dörtlüğü şöyledir:

Yetim gibi boynun bükmüş duruyor

Vatandaş yardım et Ulu Camiye

Temsili kimsesiz bir mağdur hasta

Vatandaş yardım et Ulu Camiye”